Tat Alma Hücrelerindeki Üstün Detay

10 gün önce tadıp beğendiğimiz bir yemeğin tadını hatırlayabiliriz. Bu yemeği tekrar yesek, daha önce aldığımız aynı tadı alır ve aynı zevki duyarız. Çünkü yemeğin tadı bize tanıdıktır. Ancak ilginç olan, dilimizde bulunan tat hücrelerinin 10 gün öncekilerle aynı olmamasıdır.


Günler içinde yenilenen dilimizdeki tat hücreleri, geçmişteki hücrelerin bilgisiyle donatılırlar. Bu nedenle 10 gün önce yediğimiz yemeğin tadı bize hala tanıdıktır. Çünkü, her bir hücreyi ve onun içindeki bilgileri üstün kudreti ile yaratan Yüce Rabbimiz’dir.

Tat hücreleri, vücut sıcaklığının oldukça üstünde veya altındaki gıdalarla, asitli besinlerle her gün muhatap olurlar. Sıcak bir çay, buzlu bir meyve suyu, koyu bir kahve veya ekşi bir greyfurt suyu onları belli ölçüde yıpratır. Yıpranan ve zamanla görevlerini tamamlayan tat hücrelerinin yerini almak üzere tat tomurcuğunda yeni hücreler olgunlaşır ve eskilerinin yerini alırlar.

İnsanın farkında bile olmadığı bu işlemler o kadar hızlı gerçekleşir ki, bazen akşam yemeğinde kullandığımız tat hücreleri kahvaltıdakilerden farklıdır. Ama yine de sofrada yediğimiz yemeklerin tatlarını ilk defa algılıyor olmayız. Hiçbir zaman bir elmanın lezzetine şaşırmayız. Çünkü yeni oluşan her hücre, geçmişteki hücrelerin sahip olduğu bilgiyle donatılır.

Bedenimizdeki tüm diğer hücreler de sürekli yenilenir, ama hiçbir zaman burnumuzun şekli veya saçımızın renginde bir değişme olmaz. Yeni üretilen hücreler yerleşmeleri gereken yeri şaşırıp vücudun herhangi başka bir yerinde şekil bozukluğuna sebep olmazlar.

Ömrünü tamamlayan tat hücreleri eğer yenilenmese, tat alabilmek için yapılabilecek pek bir şey olmazdı. Yediğimiz şeyin lezzetli bir yemek veya bir tahta parçası olması bir şeyi değiştirmezdi. “Tatlı”nın neye benzediğini unutur, zehirli veya bozuk bir yiyeceğin farkına bile varamazdık. Çünkü bu üstün işleve ve bu güzel nimete vesile olan, özel olarak yaratılmış tat hücreleridir. Onları mükemmel bir hafıza ve üstün bir yenilenme sistemi ile yaratan ise, tüm varlıkların Yaratıcısı ve hakimi olan Yüce Allah’tır. Bu ve bunun gibi binlerce nimet, kullarına karşı iyiliği bol olan Allah’ın bir ikramıdır. Allah, karşılıksız bağışlayan ve rahmeti bol olandır.
Hamd, göklerde ve yerde olanların tümü Kendisi’ne ait olan Allah’ındır; ahirette de hamd O’nundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, haber alandır. (Sebe Suresi, 1)

Yorum bırakın