ALLAH’IN DETAY SANATI

İnsan, sadece bir kaç dakika için üzerinde yaşadığı dünyayı ve kendisine yaşam veren şeyleri dikkatlice düşündüğünde hayrete düşecektir. Devasa büyüklükte galaksiler barındıran bir boşlukta, uçsuz bucaksız büyüklükteki galaksilerden birinin içinde bulunan, yaşam için özel olarak var edilmiş bir gezegen üzerinde yaşamaktadır. Bu gezegen, yani Dünya, uçsuz bucaksız boşluğun içinde hiç durmadan dönmekte, evrendeki milyarlarca yıldızdan sadece biri olan Güneş, yine aynı boşluk içinde yeryüzüne ışınlar yollamakta, bu ışınlar sayesinde Dünya ısınmakta, besin döngüsü, su döngüsü, azot döngüsü gerçekleşmekte, insan; hayvan, bitki ve mikroorganizmalarla birlikte kendisine sağlanan sayısız sebep vesilesiyle yaşayabilmektedir. Milyonlarca, milyarlarca detay bir araya getirilmiş, en güzel ve en kusursuz şekli ile insana sunulmuştur. Kimisi insanın yaşaması için gereken ihtiyaçları karşılarken, kimisi de bir güzellik, bir nimet olarak ona ikram edilmiştir. Bu detayların her biri bir sanattır, bir yaratılış harikasıdır. Bazen bu detaylar o kadar hayatidir ki, olmamaları durumunda yaşam durur, Dünya ölü bir gezegen halini alır. İnsanın ise, bunların çok büyük bir bölümünü değil yoktan var etmeye, benzerlerini bile yapmaya gücü yetmez. Okumaya devam et

Okyanusun Derinliklerinde Yaşayan Bir Detay: Amfobid

İnsan sudaki erimiş oksijeni soluyamaz, su altındaki basınçlara dayanamaz. Su, havadan yaklaşık 1.300 kat daha ağırdır ve derinlere inildikçe basınç süratle yükselir. Her on metre derinlikte üzerimize bir atmosfere denk basınç biner. Su altında, 150 metre derinliğe kadar inildiğinde damarlar çökebilir ve ciğerler sıkışarak bir gazoz kutusunun ortalama boyutlarına inebilir.

Dünya üzerindeki yaşam, insana sadece karada yaşama olanağı verir. Suyun içinde ise bizler için yaşam mümkün değildir. Okumaya devam et

Muhteşem Bir Detay: Karıncadaki Sinir Sistemi

Küçücük bir karınca yaklaşık 500.000 sinir hücresine sahip büyük bir iman hakikatidir. Neredeyse tüm amacı besin toplayarak yaşamını devam ettirmek olan böyle bir canlıda bile Allah, kompleks yapısı ve üstün iletişim sistemi ile mucizevi bir sinir ağı var etmiştir.

Bu olağanüstü sistem sayesinde karıncalar oldukça değişik iletişim yöntemleri kullanabilirler. Avlarını bulmaktan birbirlerini takip etmeye, yuvalarını kurmaktan düşmanlarıyla savaşmaya kadar birçok faaliyeti sahip oldukları bu özel sinir ağının vesilesiyle gerçekleştirebilirler. Allah’ın kendilerine sunmuş olduğu üstün donanım sayesinde hiç bir yardıma ihtiyaç duymadan mükemmel şekilde hayatlarını sürdürebilirler. Okumaya devam et

Kar Üstünde Yaşayan Kutup Ayılarını Soğuktan Koruyan Mükemmel Detay

İnsan bedeninde olağanüstü sistemler vardır. Nasıl işledikleri, nasıl kesintisiz hareket ettikleri, sorunlar karşısında nasıl “tedbirler” alabildikleri ve nasıl hata yapmadıkları gerçek anlamda hayranlık vericidir. Ancak bu üstünlük yalnızca insana verilmiş bir ayrıcalık değildir. Yeryüzündeki tüm canlılar, dev balinalardan karıncalara, tek hücreli alglerden kaplanlara kadar her biri, birbirinden küçük ya da büyük farklara sahip ama benzer derecede hayranlık uyandıran donanımlara sahiptirler. Yeryüzündeki bu olağanüstülüğe şahit olup da bir insanın, Allah’ın eserlerini inkar edebilmesi gerçek anlamda bir mucize, ayette belirtildiği gibi büyük bir cahillik özelliğidir: Okumaya devam et

Yaratılışın Kanıtlarından Biri Olan En Büyük Patlama: Big Bang

Dünya üzerinde yaşamın var olması için gerekli olan unsurların dengesinin bozulması oldukça zordur. Aniden karbonmonoksit solumaya başlamaz, yerçekimi kuvvetinin azalması ile oturduğunuz koltuktan havalanıp uzay boşluğuna doğru hareket etmezsiniz. Güneş’ten gelen ışık aniden gözlerinize ve derinize zarar vermez, veya aşırı oksijen ciğerlerinizi yakacak bir seviyeye hiçbir zaman ulaşmaz. Okumaya devam et

Uzaydaki Olağanüstü Detaylar

Evrende bir yıldız ne kadar büyükse o kadar hızla yanar. Bizi ısıtan ve bize besin ve yaşam sağlayan Güneş, eğer şu an olduğundan on kat daha büyük olsaydı, oluşumundan on milyar yıl sonra değil, on milyon yıl sonra sönecekti ve bizler şu anda burada olamayacaktık. Eğer Güneş’e çok yakın bir yörüngede bulunsaydık, Yerküre üzerindeki her şey buharlaşıp yok olurdu. Çok daha uzak bir yörüngede olsaydık, bu durumda da her yeri buzlar kaplayacaktı. Okumaya devam et

Yerde ve Gökte Hakim Olan Güzellikler

Evrendeki büyüklükler ve uzaklıklar, insanın hayal gücünün çok ötesindedir. Dünya şartlarındaki bizim için büyük olan rakamlar, evrenin tümü düşünüldüğünde aslında oldukça küçüktürler. Örneğin, evrende 300 milyar galaksi bulunduğu hesaplanmıştır. Bu galaksilerden sadece biri olan içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinde 250 milyar yıldız vardır. Bu yıldızlardan sadece biri olan ortalama büyüklükteki Güneş’in çapı, Dünya’nın çapının 103 katı kadardır. Güneş’e en yakın olan yıldız Alpha Centauri’nin Güneş’ten uzaklığı bile 78.000 kilometre gibi büyük bir uzaklıktır.Evrende 300 milyar galaksi bulunduğu sanılmaktadır. Bunlardan sadece bir tanesi olan Samanyolu Galaksisi içinde Güneş, 250 milyar yıldız arasından sadece bir tanesidir ve Dünya’nın 103 katı kadar büyüktür. Uçsuz bucaksız evreni kaplayan tüm dev yıldızlar da, bunlara ait tek bir toz tanesi de Allah’ın kontrolündedir. Okumaya devam et

Buzun Altında Yaşama Olanak Veren Üstün Detay

Suyun neden şeffaf renkte olduğu, kumun nasıl olup da saydam bir cam haline gelip yaşantımızın en önemli parçalarından birini oluşturduğu veya dev bir geminin nasıl olup da suya batmadan okyanuslar üzerinde seyrettiği belki de üzerinde pek de düşünülmeyen konulardır. Tüm bunlara yaşam boyunca öylesine alışılmıştır ki, kum yüksek ısıda cam haline dönüşmese, yaşamın nasıl bir hal alacağı belki de kimsenin aklına gelmemiştir. Oysa, yaşamdaki büyük öneme sahip pek çok ayrıntı üzerinde biraz düşünmek, her birinin benzer ve bazen de hayati detaylarla donatıldığını gösterecektir.Bu detaylardan bir tanesi de sudur. Bir bardak su, sıfırın altında bir derecede bekletildiğinde buz haline gelecektir. Suyun buz haline dönüşmesi, hayatımızdaki doğal olaylardan bir tanesidir. Ancak suyun buz haline gelmesinin ardındaki detaylar, bilinen fizik kanunlarının dışındadırlar. Allah’ın özel bir amaç üzere yarattığı sudaki özel detaylar, Dünya üzerindeki yaşamın sebeplerinden birini oluşturur. Okumaya devam et

Mükemmel Koruyucu: Atmosfer

Birbirinden farklı dengeleri içinde barındıran gezegenimizi saran atmosfer Dünya’da yaşamın devamının en büyük sebeplerindendir. Atmosfer Dünya’ya, canlı yaşamı için özel olarak belirlenmiş miktarlarda ısı ve ışık ulaştıracak şekilde yaratılmıştır. Bu mükemmel yapı, Allah’ın üstün sanatının bir tecellisidir.

Bir canlının Dünya üzerinde yaşayabilmesi için Güneş’e belirli bir uzaklık, belirli aralıklarda ısı, karbon, ozon ve su döngüsü, mikroorganizmaların açığa çıkardığı mineraller, fotosentez, Dünya’nın özel eğimi, yerçekimi kuvveti, atom parçalarını bir arada tutan kuvvetler ve bunun gibi pek çok önemli detay gereklidir. Yeryüzü, bu şartların tümünü bir arada tutacak şekilde korunmuştur. Bu mucizevi gezegeni saran ve tüm bu dengeleri koruyan atmosferi ortadan kaldırsanız, yaşam sona erer. Okumaya devam et

Taklit Edilemeyen En Üstün Sistemlerden Biri: Fotosentez

Elinize tek bir yaprak alın ve ona dikkatlice bakın. Bu yaprak, müthiş kapsamlı kimyasal işlemler sonucunda “fotosentez” yapar. Bir başka deyişle, insanların günümüzde laboratuvarlarda başaramadıkları bir işlemi saniyeler içinde başarır. Küçük bir yaprağın büyük bir sükunetle gerçekleştirdiği bu kimyasal işlem, insanın yeryüzünde yaşamını sürdürebilmesinin başlıca sebeplerinden biridir.


Bu yaprağın sadece 1 milimetre karesinde 500 bin adet klorofil bulunur. Bir başka deyişle, fotosentez için gerekli olan ve yine insanların hiçbir şekilde laboratuvarlarda elde edemedikleri muhteşem molekül, bu yaprağın içinde milyonlarcadır. Eğer klorofil molekülünü inceleyebilme imkanı olsaydı, daha fazla detay karşımıza çıkardı. Klorofilin içindeki işlemin hızı saniyenin on milyonda biri kadardır. Yani, yapraktaki suya ulaşan ışığın, atomaltı parçacıkları harekete geçirmesi ve onların yörüngelerini değiştirmelerini sağlaması gibi karmaşık bir işlem, her saniye on milyon kere tekrarlanmaktadır. Üstelik bu işlem her klorofil molekülünde ayrı ayrı gerçekleşmektedir. Okumaya devam et