Bir Çift Gözdeki Üstün Detaylar

 

elektrik akımı ilerlemeye başlar. Bu akım, 600 bin sinir arasından herhangi biri ile beyne iletilir. Akım iletildiğinde, siz de karşınızdaki satırları okumaya başlarsınız.
Göz, 600 bin sinirle beyne bağlanır. Aynı anda 1.5 milyon mesaj alıp bunları düzenler ve saatte 500 km’lik bir hızla beyne gönderir. Göz, Allah’ın üstün kudretinin ve gücünün en önemli tecellilerindendir.

Göz, 600 bin sinirle beyne bağlanır. Aynı anda 1.5 milyon mesaj alıp bunları düzenler ve saatte 500 km’lik hızla beyne gönderir. Tek bir noktaya baktığınızda, aslında birbirinden farklı yüzlerce detay görürsünüz. Göz, bunların hepsinden gelen mesajları ayırt eder, hepsini değerlendirir ve her birini beyne iletir. Elinizdeki kitap size oldukça yakınken, aynı anda arka planda gördüğünüz manzara oldukça uzaktır. Ama her birini aynı netlikte görürsünüz. Baktığınız yerdeki tek bir detay bile ihmal edilmez, tek bir nokta bile bulanık değildir. Karşınızdaki manzara ne kadar fazla detay içerirse içersin, o manzara içinde hareket eden küçük bir karıncanın bile görüntüsü beyninize mutlaka ulaşır.  Okumaya devam et

İnsan Beyni ve Sahip Olduğu Üstün Enerji

Beyin, loş bir lambayı aydınlatacak kadar enerji kullanmaktadır. Beyinde hafızaya kaydedilen her an, 100 milyar sinirin saatte 400 km hızla yaptığı 1000-500.000 arasındaki bağlantı vesilesiyledir. Bu müthiş iletişim, bunların tümünü yaratan Alllah’ın denetimindedir.

Beyin, yaklaşık olarak %80 su, %10 yağ ve %8 proteinlerden meydana gelir. Geri kalan bölümünü ise, karbonhidrat, tuz ve diğer mineraller oluşturmaktadır. Beyindeki her sinir, elektrokimyasal sinyaller alarak işler. Sinir ağları, çok sayıdaki bağlantılarını zayıflatarak veya güçlendirerek anıları saklarlar. Ve bunun sonucunda da hafıza oluşur. Alışılmadık durumlarla karşılaşılması, örneğin ilk defa bakılan bir portre, hücrelerin kendi aralarında farklı düzenlemelere girmelerine neden olur. İlgili sinirler aniden bağlantılarını güçlendirir ve karşılaşılan durumu tanımlamaya çalışırlar. Kaydedilen veriler, ikinci deneyimde, işlemin daha hızlı gerçekleşmesini sağlar. Dolayısıyla aynı portreye ikinci defa bakıldığında portre artık tanıdık gelecektir. Yaşam boyu tekrarlanan işlemler, genel bir görüntü olarak beyinde saklanır. Beyinde hafızaya kaydedilen her an, 100 milyar sinirin saatte 400 km hızla yaptığı 1000-500.000 arasındaki bağlantı vesilesiyledir. Okumaya devam et

Allah’ın Bir Sinekte Yarattığı Mükemmel Detay: Petek Gözler

Bir sinek, saniyede 500 kez çırptığı kanatları ve sahip olduğu 8000 ayrı mercekten oluşan muhteşem petek gözleri ile, Allah’ın yaratıp sergilediği kusursuz bir yaratılış harikasıdır.

Sinek, saniyede 500 kere çırptığı kanatları ve müthiş uçma yeteneği ile bir yaratılış harikasıdır. Onu önemli kılan bir diğer özelliği ise, müthiş komplekslikte binlerce merceği olan gözleridir. Bir sinek, başının sağ ve sol taraflarında 4000’er ayrı bölme bulunan, toplam 8000 bölmeli petek gözlere sahiptir. Bu 8000 bölmenin her birinde, görüntüyü farklı açılardan gören birer mercek vardır. Sinek bir çiçeğe baktığında çiçeğin tüm görüntüsü, sineğin sahip olduğu 8000 ayrı mercekte ayrı ayrı belirir. Sineğin beynine ulaşan bu farklı görüntüler, bir yap-boz oyunundaki parçaların birleşmesi gibi birleşirler. Bu binlerce farklı parçanın birleşmesi sonucunda ise sinek için anlamlı bir çiçek görüntüsü oluşur.1  Okumaya devam et

Üstün Özelliklere Sahip Bir Canlı: Keser Balığı

Büyük bir yaratılış harikası olan Keser balığı, okyanusların 1000 m derinliklerinde yaşar. Okyanus derinliklerinde yaşayan balıkların büyük bölümünde olduğu gibi bu balık da iyi görmesini sağlayan iri gözlere sahiptir. Ve bu gözler yukarı bakacak şekilde yerleştirilmiştir. Bunun sebebi, bu derinlikte yaşayan balıkların genellikle üstlerinden geçen balıkları avlamalarıdır.

Ama bu canlılar, bir yandan da yukarıdan gelebilecek tehlikelere karşı görünmez olmak zorundadırlar. Sahip oldukları bedenin üstün tasarımı, canlıya tehlikelerden korunma özelliği vermektedir. Keser balığının vücudu yassıdır. Bedeninin rengi ise gümüş rengidir, bu nedenle karanlıkta rahatlıkla kamufle olabilir. Okumaya devam et

Okyanusun Derinliklerinde Yaşayan Bir Detay: Amfobid

İnsan sudaki erimiş oksijeni soluyamaz, su altındaki basınçlara dayanamaz. Su, havadan yaklaşık 1.300 kat daha ağırdır ve derinlere inildikçe basınç süratle yükselir. Her on metre derinlikte üzerimize bir atmosfere denk basınç biner. Su altında, 150 metre derinliğe kadar inildiğinde damarlar çökebilir ve ciğerler sıkışarak bir gazoz kutusunun ortalama boyutlarına inebilir.

Dünya üzerindeki yaşam, insana sadece karada yaşama olanağı verir. Suyun içinde ise bizler için yaşam mümkün değildir. Okumaya devam et

Muhteşem Bir Detay: Karıncadaki Sinir Sistemi

Küçücük bir karınca yaklaşık 500.000 sinir hücresine sahip büyük bir iman hakikatidir. Neredeyse tüm amacı besin toplayarak yaşamını devam ettirmek olan böyle bir canlıda bile Allah, kompleks yapısı ve üstün iletişim sistemi ile mucizevi bir sinir ağı var etmiştir.

Bu olağanüstü sistem sayesinde karıncalar oldukça değişik iletişim yöntemleri kullanabilirler. Avlarını bulmaktan birbirlerini takip etmeye, yuvalarını kurmaktan düşmanlarıyla savaşmaya kadar birçok faaliyeti sahip oldukları bu özel sinir ağının vesilesiyle gerçekleştirebilirler. Allah’ın kendilerine sunmuş olduğu üstün donanım sayesinde hiç bir yardıma ihtiyaç duymadan mükemmel şekilde hayatlarını sürdürebilirler. Okumaya devam et

Muhteşem Isı Reseptörlerini Kullanan Sivrisinekler

Etrafta bir canlının varlığını anlayabilmek için o canlının ısı yayması sivrisinekler için yeterlidir. Çünkü sivrisinekler oldukça hassas ısı reseptörlerine sahiptirler. Çevrelerindeki her şeyi ısılarına göre farklı renklerde algılarlar. Bu algılama ışığa bağlı olmadığı için bir sivrisinek için karanlık bir odada kan damarlarını seçebilmek hiç de zor değildir. Sivrisineğin ısı reseptörleri 0.05 C derece kadar küçüklükteki ısı farklılıklarını bile hissedebilecek kadar hassastır. Okumaya devam et

Üstün Hafızasıyla Fındıkkıran Kuşu

Şu ana kadar tespit edilmiş, hafızası en güçlü kuş, fındıkkıran kuşudur. Bu kuş, Kuzey Amerika’da büyük kayalık dağların çevresinde ve Büyük Kanyon’da yaşar. Besin maddesi ise çam fıstığıdır. Ancak bu fıstıklar, sadece Eylül ayının birkaç haftasında yenilebilir durumdadırlar. Dolayısıyla, kuşun diğer zamanlar için fıstıkları saklaması gerekmektedir. Bunun için yer belirler. Çam ağaçları ile kuşun fıstıkları saklamak için belirlediği yer arasında kimi zaman 20 km’yi aşan uzaklıklar olabilmektedir. Fındıkkıran kuşu, çamlardan topladığı fıstıkları, saklamak amacıyla belirlediği yerlere gömmeye başlar. Fıstığı tek hamlede sert toprağın içine sokar ve bazen de işaret için üzerine bir taş bırakır. Hareketli geçen 3 hafta boyunca fındıkkıran kuşu sürekli olarak fıstık toplar. Uçtuğu sırada yer şekillerini, uğradığı ağaçları, kaya yamaçlarını mucizevi şekilde hatırlar ve bunları kafasında canlandırdığı haritaya ekler. Fındıkkıran kuşunun, bu kısa ve verimli dönem boyunca Büyük Kanyon’un yüzlerce kilometrelik alanına dağıtarak gömdüğü 100 bin fıstığın yerini ezberlemesi gerekmektedir. Okumaya devam et

Beyaz Köpek Balıklarının Gözlerindeki Üstün Detay

Beyaz köpek balıkları avlarını gözleri ile takip ederek yakalarlar. Sıcak mercan kayalıklarında gezinirken bu canlılar için hiçbir sorun yoktur. Avlarını kolaylıkla görürler. Ancak serin okyanusların beyaz köpek balıkları için bir sorun oluşturması gerekmektedir. Çünkü genel olarak soğuk su, kimyasal işlemleri yavaşlatıcı bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla köpek balığının gözlerinin de soğuk okyanus sularında, hızla hareket eden avları takip etmede zorlanması gerekir. Okumaya devam et